İpucu – 6:
“Rulmanların maliyeti, arızalarından kaynaklanan maliyetlere kıyasla önemsizdir.”
Rulman hasarlarının neden olduğu toplam maliyetler çoğu durumda muazzamdır. Özellikle de arızanın sebep olduğu kesintilerden dolayı gerçekleştirilemeyen üretimin değerini dikkate almalısınız. Gördüğüm kadarıyla çoğu raporda sadece hasar onarım maliyeti yer almaktayken, üretim kaybının değeri bu masrafın 10 veya 100’e kadar hatta daha da fazlasıdır. Basit bir örneğe göz atalım: Aşağıdaki resimde gösterildiği gibi 6210 numaralı derin oluklu rulmanların bir kağıt makinasındaki keçe rulolarında arızalanmaları.
Bu rulmanlar, silindirin taşınması sırasında küresel makaralı rulmanların aşırı hizasızlığını (laynsızlık) önlemek maksadıyla kılavuz olarak işlev görmelidir ve bütün yükü sadece küresel makaralı rulman üzerine almalıdır. Bu örnekte makinenin hızının arttırılmasına karar verilmiş; bunun sonucunda keçenin gerginliği artarak silindirin hizasızlığının artmasına sebep olunmuştur. Dolayısıyla derin oluklu rulman üzerinde ağır ve beklenmedik yükler oluşarak erken hasarlanma (premature failure) meydana gelmiştir.
Her rulmanın maliyeti 170 TL idi. Fabrika müdürüne göre, her bir arıza üretim kaybı nedeniyle saatte toplam 52,000 TL’lik bir maliyetle 2 saat kesintiye neden oldu. Böylelikle 170 ile 104,000 arasında bir ilişki! Verdiğim örnek eski bir makine içindi, bu yüzden maliyeti modern bir makinede hayal edin. Mesela şimdiye değin en büyük makinalı günlük üretim miktarı 28.000 tondur. Eminim daha da kötü örnekler vardır! Bu durumda, rulmanın, küresel makaralı diğer rulmanın hizasızlanmasını önlemek için yeterince büyük, ancak çalışma sırasında gövdeye temas etmeyecek kadar da boşluk içeren basit bir burçla değiştirilmesini öneriyorum. Maliyet: 70 TL!
Sonuç: Arızaların toplam maliyetini daima araştırın.
İpucu – 7:
“Yanlış rulman : Erken evrede gerçekleşen premature rulman hasarlarının ikinci ana sebebi”
Sahadaki tecrübem yanlış rulmanların erken evrede gerçekleşen hasarlanmalara yol açtığını gösteriyor! Neden böyle?
Benim için bu hataların çoğunun nedeni, rulman belirlenmesindeki bilgi eksikliğidir. Sadece aşağıdaki örneğe bakınız: Bir rafineride yer alan API santrifüj pompasındaki eksenel (aksiyal) rulmanların yıkımsal arızası. İki rulmanın tanımlamaları, bunların çift olarak monte edilmek üzere ayarlanmamalarından ve aşırı yükten kaynaklanan rulmanlar arası yanlış bir önyüke (preload) yol açtığını göstermiştir. Bu rulmanlar, üretici tarafından gerekli ayarlamayı belirten UA sonekine sahip olmalıydı.
- Yanlış iç boşluk. Eğitim ve kurslara ilk başladığımda C3’ün ne anlama geldiğini sormak için kullanıyorum. Katılımcıların çoğu doğru cevabı bilmemektedirler: Halbuki rulmanların doğru işleyişi için doğru bir iç boşluk en kritik kriterdir.
- Yanlış tipteki yekpare mühürler (seals). En çok karıştırılan konu sac kapaklı rulmanların (-2Z veya ZZ) mühürlü olduklarının sanılmasıdır, halbuki böyle değildir: İç yüzük ile sac kapakların temasını engellemek için küçük bir açıklık vardır, rulman gresinin dışarıya sızmasına ve kir/tozun rulman içerisine girmesine sebep olmaktadır. Temas contalarına sahip yataklar büyük oranda hava geçirmezdir ve kirli ortamlarda doğru şekilde çalışmak için tasarlanmışlardır. ISO 281’in belirlediği farklı kirlenme faktörlerine bakınız: kapaklı rulman için 0,5, mühürlenmiş rulman için 0,85.